Trafik Kazası sonrası açılan Tazminat Davaları Ülkemiz ne yazık ki hala trafik kazaları konusunda Dünyada ilk sıralarda yer almakta. Ülke çapında her gün onlarca yaralamalı, maddi hasarlı, ölümlü kazalar meydana gelmekte. Onlarca insanımız ölmekte, yaralanmakta, sakat kalmakta. Milyarlarca lira maddi zarar oluşmakta. Bu kazalar sonucu maalesef bazı dolandırıcılar, ülkemiz insanının mağduriyeti ve zor zamanından yararlanmak suretiyle insanımızı aldatmakta. Kazanın akabinde bir şekilde yasal olmayan yollarla temin ettiği telefon numaranızı arayarak iyiniyetli bir yaklaşım sergilemek suretiyle sizden vekalet almakta. Sigorta şirketlerinden sizin adınıza yüklü miktarlarda paralar alacağını söylemekte. Ve bu iş için sizden hiçbir ücret talep etmediğini söylemekte. Ancak gerçekten sizden aldığı kapsamlı vekaletname ile sigorta şirketinden sizin bütün haklarını kaybedeceğiniz feragatlar ve ibranamelerle normalde hak ettiğinizden çok daha az bir ücrete sigorta şirketi ile anlaşmakta ve ücreti tahsil ederek oradan kaybolmakta. Bu şahısların resmi bir kimliği ( avukat, memur ) olmadığından bulmanızda imkansızlaşmakta. Bu nedenle başınıza gelen herhangi bir kaza sonucu sizi arayarak vekaletname çıkarmanızı isteyen bu tarz dolandırıcılara itibar etmemenizi tavsiye ederiz. Tazminat davası nedir? Borçlar kanunumuzun 49. maddesi “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindedir. Yani bir kişi kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak bir başkasını zarara uğratırsa zararın tazmini ile yükümlüdür. Bu husus mahkemeler nezdinde tazminat davaları adı altında talep edilebilmektedir. Maddi ve manevi zarar kavramı neleri kapsar? Zarar iki çeşittir; maddi ve manevi zarar. Trafik kazası olgusunda karşılaştığımız zararlar çok çeşitlilik arzetmektedir. 6098 sayılı yeni Borçlar kanunumuzun 53. ve 54. maddelerinde maddi zarar ölüm halinde doğan zararlar ve bedensel zararlar olarak ayrılmıştır. 53. madde, eski borçlar kanunundaki 45.maddeye tekabül etmektedir.” Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” şeklindedir.Aynı konuyu düzenleyen 54. maddesi ise ” Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” Şeklindedir. Yukarıdaki yasa maddelerinde de görüleceği üzere; trafik kazalarında; şayet yaralanma söz konusu ise tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararlar, kalıcı bir maluliyet varsa kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleridir. Ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının zararı talep edilebilecek tazminat kalemlerini oluşturur.Trafik kazasında mağdur olan kişinin kaza sırasında araç kullanıyor olması halinde aracında ya da başka bir eşyasında kaza sebebi ile zarar meydana gelmişse bunlarda talep edilebilecek tazminat kalemleri arasında sayılacaktır. Borçlar kanununun 47 maddesin de, “Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir” denilmiştir. Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı bir gerçektir. Kaza gibi asla istenmeyen maddi ve manevi varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Korku, üzüntü, endişe, çekilen acı manevi zarar olarak açıkladığımız olguların başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun, üzüntünün, çektiği acıların onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazminini talep edebilir. Trafik kazaları sonucu oluşan maddi ve manevi zararların tazminini kimler dava edebilir? Bu husus kazaya uğrayanın yaşamını devam ettirip ettirmemesi ve dava açma hakkını kullanabilecek durumda olup olmaması hallerine göre farklılık göstermektedir. Kaza sonucu mağdur olan kişi yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere borçlar kanunun 49., 53., 54., ve 56. maddeleri gereği bizzat maddi ve manevi zararının tazmini için dava açabilir.Mağdurun dava açtıktan sonra vefatı halinde murisleri yalnız mağduru ilgilendirmeyen yani mirasçılarının mal varlığı haklarını da etkileyen bu davaları mecburi dava arkadaşı olarak takip ederler. Mağdurun dava açmadan vefatı halinde ise yakınları ve onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı ve bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava açma hakkına sahiptirler.Mağdurun kaza sonucu ölmediği ama medeni haklarını da kullanamadığı hallerde bitkisel hayat, koma ya da akıl sağlığını ehliyetini yitirdiği durumlarda mağdurun zararlarının tazmini için veli vasi ya da yasalarımızda düzenlenmiş olan kanuni temsilcileri tarafından dava açılabilir. Trafik kazalarında zarar görenlerin açacakları maddi ve manevi tazminat davasında dava açma süresi nedir? Yeni Borçlar kanunu 72. maddesi ” Tazminat davalarında zaman aşımını düzenlemiştir. Kazanın meydana geldiği veya öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl, her halukarda olayın üzerinden 10 yıl geçmekle dava hakkı oradan kalkmaktadır. Ancak yeni borçlar kanunu 72.maddesinde özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Kaza konusu olay yani haksız fiil, ceza kanunlarında daha geniş bir zamanaşımını gerektiriyorsa bu zamanaşımı olaya uygulanır. 5 yıl ve daha az cezayı gerektiren suçlarda ceza zamanaşımı 8 yıldır. Dolayısıyla tazminat davası zaman aşımı da 8 yıl olacaktır. Trafik kazaları sonucu açılacak maddi ve manevi tazminat davaları kimlere karşı açılabilir? Borçlar kanunu 49. maddesi, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”, 61. maddesi ” Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” Şeklindedir. 62.madde ise “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.”şeklindedir. Kanun koyucumuz bu hususta, tazminat davaları; trafik kazasına, daha genel ifade ile davaya konu olan zararı doğuran olaya, sebep olan kişiye karşı açılacaktır, demektedir.Ancak bu husus; kazanın oluş şekli, kusur durumu gibi her olayda farklılık arzetmektedir.Örneğin; araç kullanan şoförün kusurlu olarak bir yayaya çarpması sonucu açılacak davada dava, aracı kullanan sürücüye yöneltilecektir. Eğer araç trafik tescil de sürücünün üzerine kayıtlı değilse, kanun gereği aracın resmi kayıtlardaki sahibi de zarardan müteselsilen sorumlu olduğundan aynı zamanda tazminat davası araç sahibine de yöneltilecektir.Bu husus dikkate alındığında kazaya karışan aracın tescil sahibinin de yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluğu olduğu açıktır. Zararı doğuran eyleme kimler sebep oldu ise; birden fazla aracın karıştığı trafik kazalarında olduğu gibi bu kişilerin hepsine karşı kusurları dikkate alınarak dava açılabilecektir. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına ve KASKO denilen ihtiyari mesuliyet sigortası ile aracı sigortalayan sigorta şirketine karşı da dava yerine göre açılabilecektir. KASKO’ nun sadece kendi aracımızda meydana gelen zararları karşıladığını, karşı tarafa vermiş olduğumuz zararları karşılamadığını, bunu bizim zorunlu mali mesuliyet sigortamızın ( kısaca trafik sigortası da denmektedir ) karşıladığını belirtelim. Ayrıca Ferdi Koltuk Sigortası ile kazaya karışan aracın içerisinde aracın niteliğinin bir önemi bulunmamakla birlikte yolcu olarak bulunmanız halinde ( araç şehirlerarası otobüs olabileceği gibi, minibüs, taksi, kamyon olabilir.) aracın KASKO sundan ferdi koltuk sigorta bedeli tahsil edilebilecektir. 01/04/2013 itibariyle kaskolara getirilen yeni bir düzenleme ile; Hazine, tam hasar durumunda sigortalılar ile sigorta şirketleri arasında yaşanan sıkıntıları göz önünde bulundurarak, poliçe üzerinde araç bedeli yer almamasına karar vermiştir. Aracın pert edilmesi halinde; hali hazırda olduğu gibi hasar anındaki rayiç bedel üzerinden tazminat hesaplaması yapılacaktır. Hasar tarihi itibariyle rayiç değerin tespitinde esas alınacak referans, poliçe üzerine not eklenecektir. İbaresiyle artık aracın pert olması halinde aracın ödenecek bedeline ilişkin muamma ortadan kalkmıştır. Yorumlarınız bizim için değerlidir... 0 Yorum Yorumlarınız bizim için değerlidir ! Gönder